12 Maymun (Özgün adı: Twelve Monkeys), 1995 yapımı Terry Gilliam film. Başrollerde Brad Pitt, Bruce Willis veMadeleine Stowe rol almıştır. Film "Cassandra Kompleksi" tabanına oturtulmuş geleceği görmenin ödül değil ıstırap verici bir deneyim olabileceği temelinden hareket edilmiştir. Filmde 24 saat Alfred Hitchcock filmleri gösteren bir sinemada Bruce Willis (James Cole) ve Madeleine Stowe(Kathryn Railly)'in girdikleri salonda Vertigo'dan bölümler gösterilmektedir. 12 Maymun En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Brad Pitt) ve En İyi Kostüm Dizaynı (Julie Weiss) dallarında Oscar'a aday olmuştur.
Ölümcül bir virüs tüm dünyayı tehdit etmektedir. 1996'da 5 milyar kişinin ölümüne neden olan bu virüs, 2035'te dünya nüfusunun yalnızca %1'ini hayatta bırakmıştır. Bu virüsün etkilerinden korunabilmek için insanlar yer altında koloniler kurarak yaşamaya başlar.
Bu virüsün üstesinden gelebilmek için mahkûmlardan James Cole, zaman makinesiyle geçmişe gönderilir. Yanlışlıkla 1990 yılına gönderilen Cole, bilimadamları için virüs hakkında araştırma yaparken akıl hastanesine kapatılır.Daha sonra zaman yolculuğunu sürdüren Cole, akıl hastanesindeyken tanıştığı Psikiyatristi Dr. Kathryn Railly'yi içinde bulundukları duruma inandırmaya çalışır
Babil orijinal adıyla "Babel" 2006 yapımı bir filmdir.Meksikalı yönetmen Alejandro González
Iñárritu tarafından yönetilmiştir. Senaryo yazarı, 'Paramparça Aşklar Köpekler (2000), ve '21
Gram (2003), filmlerin de, yine yönetmen Iñárritu ile birlikte çalışan senarist,Guillermo Arriaga. Başlıca rolleri,Brad Pitt, Cate Blanchett, Gael Garcia Bernal, Adriana Barraza, Kôji Yakusho paylaşır. Üç ayrı kıtada, dört farklı konuyu birbirine bağlayan filmin ana teması, iletişimsizlik. ABD, Meksika ortak yapımı filmin türü dram. Altın küre,2006Cannes film festivali ve Palm Springs Uluslararası film festivalinde birçok ödüller alan film, 79. Akademi Ödüllerinde de yedi dalda adaydır
Altın küre ödüllü (21 Gram / en iyi yönetmen) yönetmen Iñárritu, film çekildikten sonra adını, konusuna uygun olarak; Kitab-ı Mukaddes'in, (İncil) ilk bölümü Tekvin'de ki yaradılış efsanesinden (Babil
efsanesi)(Genesis) esinlenerek koyduğunu açıklamıştır.Efsaneye göre: Kendisini, her yönden gelişmiş ve ilerlemiş gören insanoğlu, göğün en yükseklerine ulaşma, Tanrı'yı görme,Cennete varma arzusu ile birleşerek, 'babil kulesi, olarak adlandırılan. göğe doğru yükselen bir yapı inşa etmeye başlarlar.
Bu kibirlerinden dolayı öfkelenen Tanrı, bu insanları cezalandırmak için, aynı dili konuşabilme
özelliklerini yok eder ve her birine ayrı bir lisan verir. Artık birbirleriyle iletişim sağlayamayan insanlar
kule yapımını bırakmak zorunda kalırlar. Anlaşamamazlık zamanla sevgisizlik ve huzursuzluğu da
bereberinde getirince dünyanın dört bir tarafına dağılırlar.
Fas'ın, çöllük arazide kurulu bir köyünde, keçi sürüsü çobanlığı yapan iki kardeş, Ahmed (Said
Tarchani) ve Yusuf (Ebubekir el Ceyd), babalarının yeni aldığı tüfeği denemek için birkaç atış yaparlar.
Atış konusunda daha deneyimli olan küçük kardeş Yusuf, satıcının dediği gibi, tüfeğin menzilinin 3 km.
olup olmadığını kontrol etmek için yüksek bir tepeye çıkar. Tepenin aşağısındaki yoldan geçen yolcu
otobüsüne nişan alıp ateş etmek gibi, hatalı bir seçim yapar. İsabet ettiremediğini düşünerek abisiyle
birlikte evlerine geri dönerler. Fakat bu çocuklar, yaptıkları yanlış seçimle, ardında
Yedi, orijinal adıyla "Seven" 1995 yılı yapımı başrollerinde Brad Pitt ve Morgan Freeman'ın oynadığı David Fincher filmidir.
Filmin konusunda, macera cinayet masasından iki dedektifin bir seri katilin peşine
düşmesiyle başlar. Bu katil, cinayetleri dünyayı yedi ölümcül günahtan temizlemek için
işlemektedir. Bu günahları işleyenlerden bir liste yapan katil, kendini tanrının görevlisi sayar
ve kurbanlarını acımasızca öldürür.
Bu katili yakalamak için peşine düşen dedektifler farklı yerlerde farklı cinayetlerle karşılaşırlar fakat katilden herhangi bir iz bulamazlar.Filmin sonuna dek merak ve heyecan duygusunun üst seviyede tutulmasına özen gösterilmiştir. Sürekli yağmur yağan bir şehir, küf rengi tonlar, karanlık mekanlarda çekilen sahneleri ile sinema klasikleri arasında gösterilmektedir.
Son dakikasına kadar sürükleyici sinema üslubunu taze tutan filmde Brad Pitt ve Morgan
Freeman başarılı oyunculuklarıyla dikkat çekmektedir. David Fincher tarzı film özelliklerini
barındıran bu aksiyon gizem ve macera tarzı film 1995 yılında ABD'de gösterime girdiğinde
Dövüş Kulübü Chuck Palahniuk tarafından yazılan romanın aynı isimle sinemaya
uyarlanarak çekilen kült filmdir.
1999 yılında ünlü yönetmen David Fincher tarafından çekilmiş olup baş rolünde Brad Pitt ,
Edward Norton ve Helena Bonham Carter oynamaktatır. Dövüş Kulübü'nün dünya çapında
hasılatı 100 milyon dolara ulaşmıştır. En iyi film müziği dalında Oscara aday gösterilmiş ve
kazanmıştır. Filmin konusunda Oregon Üniversitesi'nde yüksek lisansını yapan Chuck Palahniuk'un
uzak olmayan bir gelecekte geçen ve kafası karışık genç bir erkeği konu alan romanından
yola çıkılarak çekilen Fight Club'da filmi anlatan, ünlü bir otomobil firmasında iyi bir işe
sahiptir. Tek düze yaşamı kronik uykusuzluk sorunuyla çekilmez bir hale gelmiştir.
Kendisinin ailesi ve yakın bir arkadaşı olmadığı için anlatıcı doktorunun tavsiyesi üzerine
kanserli hastaların terapi grubuna katılır. Bu toplantılar esnasında Marla ile tanışır; o da genç adam gibi hasta olmadığı halde grubun toplantılarına katılmaktadır. Anlatıcı'nın ve Marla'nın çabaları, tüketici kültürünün anlamsızlığına karşı bir duruştur adeta, kariyer sahibi ama yalnız insanların bir tepkisi Anlatıcı'nın jenerasyonu ölü bir jenerasyondur. Bir yolculuk sonrası evinin yanmış olduğunu
gördüğünde arayabileceği tek kişinin yolculuk sırasında tanıştığı sabun satıcısı Tyler olması da adeta bunun bir kanıtıdır. İçilen birkaç biranın ardından park yerinde Tyler, kahramanımızı kendine vurması
için kışkırtacaktır.
Aralarında başlayan bu kavga Anlatıcı'nın hayatını değiştirecektir. Bir süre sonra Anlatıcı, Tyler'ın
yanına taşınır. Tyler'ın liderliğinde bir dövüş kulübünün kuruluşuyla bu kulüpte sayıları elliyi aşmamak
kaydıyla genç erkekler birbirleriyle dövüşmeye başlayacaklardır. Kısa sürede popüler hale gelen kulüp
ve Tyler hızlı bir şekilde bu ölü jenerasyonun mesihi haline gelir. Durum gün geçtikçe içinden çıkılmaz
bir hal almaya başlamıştır. Tyler ve Anlatıcı'nın olaylara verdikleri tepkiler paralellik kazanmaya başlar.
Kurdukları klüp ise kapital dünyada kendini önemsiz ve dışlanmış hissedenler için bir buluşma noktası
olma özelliğini edinir, gün geçtikçe üye sayısı ve derinliği artar.
Anlatıcı bu olaylar olurken Tyler'ın kendisine bilerek bilgi vermediği bir Kıyamet Projesi'nden haberdar
olur ve Tyler'ın onu yalnız bırakması ile şok geçirir. Onu bulabilmek için birçok dünya şehrine gider ve
gittiği her şehirde klübün ne kadar geliştiğini ve o şehirlere de yayıldığını görür. Artık kontrol
edilemeyen bu ilerleyişe son vermek isteyen Anlatıcı harekete geçer ve Kıyamet Projesi'ni polise
anlatır. Kıyamet Projesi büyük bankaların merkezlerinin havaya uçurularak bütün hesapların silinmesi
ve insanların borçsuz olarak yeni bir hayata başlamasını esas alır.